Çivi yazısı dizgesinin Sümerler tarafından ortaya konmasının kaçınılmaz sebebiydi “okul”. Sümerlere ait Uruk kentinde bulunan ilk yazılı belgelerin çoğu ekonomiyle ilgili notlardı. Resim-yazıyla yazılmış binlerce kil tabletti bunlar. Ancak, Sümerli Nuh’un yaşadığı Şuruppak kentinde 1902 yılında yapılan kazı çalışmalarında İÖ 2500’lerden kalma çok sayıda ders kitabı diye nitelenen kil tablet çıkarıldı. Yani, bilgiyi aktarma yöntemi olan “eğitim” yazının icadı ile birlikte insan hayatına girmişti.
Şanslıyız ki o günlerde ki eğitmenler not tutmayı ve tuttukları notları saklayarak ileri ki yıllara taşımayı hedeflemişlerdi. Öğrencilerin tuttukları notlar bir yere kadar bizler o günlerin eğitim sistemi hakkında bilgi aktarmaktayken eğitmenlerin kil tabletlerde ki notları bizlere eğitim yöntemleri ve eğitim programları hakkında bir çok bilgi aktarmıştır. Tüm bu kaynaklar Sümer okullarının amaçları, hedefleri, öğrencileri ve öğretmenleri, eğitim programları ve öğretim yöntemleri hakkında günümüzde bir tablo görüntüsü ortaya çıkara bilmemizi sağlamakta.
Sümer okullarının bir ana amacı vardı. Yazman yetiştirmek. Tapınak ve sarayda ekonomik ve yönetimsel gereksinimleri karşılayacak yazmanlar. Sümer okullarının ana amacı Sümerler var olduğu sürece buydu. Zaman içinde okullar kültür ve bilimin merkezi haline de geldi Sümerlerde. Bulunan tabletlerden anlaşılıyor ki; Sümer okullarında zamanında geçerli olan Tanrıbilim, bitkibilim, hayvanbilim, madenbilim, coğrafya, matematik, dilbilgisi eğitimleri verilmişti. Bu alanlarda bilim adamları, bilginler yetişti.
Sümerlerde eğitim zorunlu değildi, hatta genel de değildi. Daha da önemlisi, öğrencilerin neredeyse tamamı varlıklı ailelerin çocuklarıydı. Bu konuya ışık tutan isim Alman çizi yazısı uzmanı Nikolaus Schneider olmuştur. 1946 yılında yaptığı araştırma ile Sümer kentlerinde bulunan muhasebe kayıtlarının tutulduğu kil tabletlerin tercümesi sonrasında şu konuyu ispat etti ki; yazmanlar (okullardan mezun olanlar) babaları yönetici, elçi, subay, kaptan, yüksek dereceli vergi memuru, rahip, idareci, denetçi, ustabaşı, yazman, arşivci ve saymandılar. Yani yazmanların babaları ülkenin en saygın yurttaşlarıydı. Yine bu araştırma sonucu bize göstermektedir ki, kil tabletlerde hiç kadın ismi geçmemektedir. Yani okullarda sadece erkek öğrenciler eğitim almaktaydı.
Sümer okulunda okulun başına “ummia” (uzman) denilmekteydi. Öğrenciler ise “okulun oğulları” olarak adlandırılıyordu. Bir de öğretmen yardımcıları vardı ve onlara da “ağabey” denmekteydi. Öğrencileri kopyalaması yeni kil tabletler yazmak ve öğrencilerin kopyalarını kontrol etmekle görevliydiler.
Sümer okullarında ağaç ve kamış, böcek ve kuşlar da dahil olmak üzere her türden hayvan, kent ve köy, ülke, maden ve taş adlarını içeren derlemeler ile eğitim yapılmıştır. Bu derlemeler bitkibilim ve hayvanbilim üzerine önemli ders notlarından oluşur.
Ayrıca Sümerli bilginler çözümleri ile birlikte çeşitli matematik problemleri de oluşturmuşlardı. Yine dilbilim alanında uzun fiil çekim listelerinin yazılı olduğu kil tabletler de bulunmuştur.
Sümer okullarında uygulanan teknikler ve öğrenme yöntemleri konusunda çok da bilgi sahibi değiliz aslında. Bulunan kil tabletlerden anlaşılan şu ki; sabah okula gelen öğrenci öğlene kadar ağabeylerin hazırladığı tabletleri kopyalıyordu ve sonrasında da o kopyaların kontrolüne geçiliyordu. Ne yazık ki dersler hiç kaydedilmemiş görünüyor. Bu yüzden ders işleyişi hakkında çok da fikir sahibi değiliz.
Gün doğumundan gün batımına dek okulda kalan öğrencinin disiplin konusunda günümüz öğrencilerine oranla bir hayli şanssız olduğunu söylemek mümkün bulunan tabletler doğrultusunda. Çünkü öğrenci başarısızlığının cezasını sopa yiyerek çekmekteydiler.
Tabletlerden ortaya çıkan bu sonuçlar günümüz insanında bir başka merakı da ortaya çıkarmıştı. Semerlerde okul binaları nasıldı? Mezopotamya’da yapılan kazılarda, üç Sümer kentinde ki bunlar; Nippur, Şippar ve Ur’dur, odalarında çok sayıda tabletlerin bulunduğu odalar olan yapılara rastlanmıştır. Ancak bu yapılar ile evlerin arasında hiç fark yoktur. Sadece eğitim tabletleri bulunması sebebiyle o odaların okul odaları, yani sınıf olabileceği düşünülmüştür. Bunula birlikte, 1934 yılında Nippur’un kuzeyinde bulunan Kadim Mari kentinde kazı yapan Fransız ekibi çarpıcı bir sonuçla karşılaştı. Bir yapıda ki odaların içinde pişmiş tuğladan sıralar ile karşılaşan ekip burasının tipik bir sınıf olabileceğini düşündü ama şaşırtıcı olan şuydu ki; odalarda da, yapıda da hiç tablete rastlanmamıştı.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Kasım 2018 - 14:29
Ufuk Cankaya yazdı... Sümerler I
Çivi yazısı dizgesinin Sümerler tarafından ortaya konmasının kaçınılmaz sebebiydi “okul”
YAZARLAR
27 Kasım 2018 - 14:29
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir