Çanakkale Zaferi’nin 106. Yıldönümü nedeniyle Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan bir konuşma yaptı. O konuşmayı belediye sosyal medya hesaplarından izleyebilirsiniz. İşte bazı cümleleriyle o konuşma
Çanakkale’de savaşı kazandıysak; kuralları koyanların ve koyduğu kurallara uyanlar sayesindedir.
1915’de Çanakkale’de, kimsenin görmediğini gören, düşmanın geleceği yeri bilen ve doğru önlem alan Atatürk vardı. 2021’de ise, Wuhan’dan çıkan bir virüsü görmesine rağmen, önlem alamayan bir dünya var.
Çanakkale’de salgınları görüp, Kurtuluş Savaşı’nda düzenli ordudan önce Sağlık Bakanlığı’nı kuran, Çanakkale Savaşı’ndan 5 yıl sonra yerli aşı üretimini başlatan Atatürk vardı. Ve 17 çeşit aşı üreten bir Cumhuriyet vardı. O yıllarda, salgınla boğuşan Çin’e aşı gönderen bir Türkiye vardı.
Hastaneler bugün de bombardıman altında. Saldırı aslında bugün de var. Pandemi kurallarına uymadıkça hastanelerimize bir bomba da biz atıyoruz. Önlemleri umursamadıkça, asıl hastaneleri hedef alıyoruz. Kuralları ihmal ettikçe, sadece sağlığımızı değil, sağlıkçılarımızı da yok ediyoruz.
Allah, herkesin evladına uzun bir hayat versin. Lakin bugün bu milletin çocukları için kendi çocuklarını göremeyen doktorlarımız da bu doktora benzemez mi? Ve bizim buna hakkımız var mı?
Ne zaman ki işsiz kalanın yanındayız, ne zaman ki aşsız kalanın, zorda olanın yanındayız, ne zaman ki olmayanla olanımızı paylaşmadayız, o zaman bizi kim sarsar, bizi ne yıkar?
Çanakkale Savaşı, centilmenler savaşı. Bugün de aynı centilmenliği koronavirüsle savaşta birbirimize göstermeliydik. Değil mi ki bugün, koronavirüste bir belediye bir yarayı sarıyor, ona merhem oluyor, başkanın hangi partiden olduğunun ne önemi var? Partisinden dolayı engellemek neye yarar?
106 yıl önce farklı milletlere karşı hayatta kalmak için mücadele etmiş olabiliriz. Ama bugün farklı milletlerle birlikte, hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Verilen canların özgürlük için olduğunu bildiğimiz gibi, özgürlüğün de kıymetini biliriz. Pandemiyle özgür insanlar olmanın kıymetini bir kez daha öğrenmedik mi? “Hayat Eve Sığar” desek de zor olduğunu, sokağa çıkamamanın güç olduğunu görmedik mi? DİRENMELİYİZ. Çanakkale’de dizanteri salgınını yenmek için killi toprak yiyenlerin direnciyle direnmeliyiz. DAYANMALIYIZ. Kanamayı dindirmek için yaraya toprak, ot ve çaput bastıranlar gibi dayanmalıyız. DÜŞÜNMELİYİZ. Oksijenli suyun sadece ağır yaralılara sunulduğu gibi, daha zorda olanları düşünmeliyiz. ÇANAKKALE MİLLETVEKİLİ VE HİTABET ÖĞRETMENİ
Reşat Nuri Güntekin’i hepimiz biliriz. Bursa ve İstanbul okullarında Fransızca, Türkçe ve felsefe dersleri de vermiş bir yazardır. Ama onun en önemli özelliklerinden biri hitabet öğretmenliği yapmıştır. Atatürk gibi bir hatibin en sevdiği kitaplardan olan Çalıkuşu’nu yazmıştır. Birde şu var ki 1939-1943 yıllarında Çanakkale milletvekillidir. ÇOCUKLAR, TABLET VE KONUŞMA
Huysuzlanan, ağlayan çocukların ellerine tablet ya da telefon verildiği çok gördüm. Çocuk birden hipnotize olmuşçasına susuyor. Ağlama bitiyor. Peki ama doğru mu? Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Ayvaz, 2 yaşından önce uzun süre dijital ekranlara maruz kalmanın, çocuklarda konuşma bozukluğuna sebep olabileceğini belirtiyor. Çocukların, ciddi iletişim ve dil problemleri, sosyalleşme, öğrenme ve analiz yeteneklerinde sorunlar oluşuyor. Aman dikkat. İLK HİTAP METNİMİZ ORHUN KİTABELERİDİR
Orhun Kitâbeleri Göktürk İmparatorluğu’ndan kalma, 7 ve 8. asra âit en eski taş kitâbelerdir. Moğolistan’ın kuzeydoğusundadır. Birincisi olan Kültigin Kitâbesi’ni, ağabeyi Bilge Kağan, 732’de diktirmiş. ikincisi olan Bilge Kağan Kitâbesini de ölümünden bir yıl sonra 735’te kendi oğlu diktirmiştir. Üçüncü olarak vezir Tonyukuk Kitâbesi ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir. Gerek dil, gerek sesleniş bakımından bu yazılar bizim ilk hitap metnimizdir. Mesaj yüklü ve bugün bile anlamlıdır. HİTABETİN PARLATTIĞI LİDER Zimbabve Afrikalı Ulusal Birliğinin (ZAPU) beyazlara karşı mücadele ederek ün kazanan lideri ve eski Devlet Başkanı Robert Gabriel Mugabe'nin 37 yıllık iktidarı dün istifasını açıklamasının ardından sona erdi. Bu kişi yaşayan önemli hatiplerdendir. Hitabet yeteneğiyle bilinmektedir. Sömürge karşıtı konuşmalarıyla meşhurdur.

1915’de Çanakkale’de, kimsenin görmediğini gören, düşmanın geleceği yeri bilen ve doğru önlem alan Atatürk vardı. 2021’de ise, Wuhan’dan çıkan bir virüsü görmesine rağmen, önlem alamayan bir dünya var.
Çanakkale’de salgınları görüp, Kurtuluş Savaşı’nda düzenli ordudan önce Sağlık Bakanlığı’nı kuran, Çanakkale Savaşı’ndan 5 yıl sonra yerli aşı üretimini başlatan Atatürk vardı. Ve 17 çeşit aşı üreten bir Cumhuriyet vardı. O yıllarda, salgınla boğuşan Çin’e aşı gönderen bir Türkiye vardı.
Hastaneler bugün de bombardıman altında. Saldırı aslında bugün de var. Pandemi kurallarına uymadıkça hastanelerimize bir bomba da biz atıyoruz. Önlemleri umursamadıkça, asıl hastaneleri hedef alıyoruz. Kuralları ihmal ettikçe, sadece sağlığımızı değil, sağlıkçılarımızı da yok ediyoruz.
Allah, herkesin evladına uzun bir hayat versin. Lakin bugün bu milletin çocukları için kendi çocuklarını göremeyen doktorlarımız da bu doktora benzemez mi? Ve bizim buna hakkımız var mı?
Ne zaman ki işsiz kalanın yanındayız, ne zaman ki aşsız kalanın, zorda olanın yanındayız, ne zaman ki olmayanla olanımızı paylaşmadayız, o zaman bizi kim sarsar, bizi ne yıkar?
Çanakkale Savaşı, centilmenler savaşı. Bugün de aynı centilmenliği koronavirüsle savaşta birbirimize göstermeliydik. Değil mi ki bugün, koronavirüste bir belediye bir yarayı sarıyor, ona merhem oluyor, başkanın hangi partiden olduğunun ne önemi var? Partisinden dolayı engellemek neye yarar?
106 yıl önce farklı milletlere karşı hayatta kalmak için mücadele etmiş olabiliriz. Ama bugün farklı milletlerle birlikte, hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Verilen canların özgürlük için olduğunu bildiğimiz gibi, özgürlüğün de kıymetini biliriz. Pandemiyle özgür insanlar olmanın kıymetini bir kez daha öğrenmedik mi? “Hayat Eve Sığar” desek de zor olduğunu, sokağa çıkamamanın güç olduğunu görmedik mi? DİRENMELİYİZ. Çanakkale’de dizanteri salgınını yenmek için killi toprak yiyenlerin direnciyle direnmeliyiz. DAYANMALIYIZ. Kanamayı dindirmek için yaraya toprak, ot ve çaput bastıranlar gibi dayanmalıyız. DÜŞÜNMELİYİZ. Oksijenli suyun sadece ağır yaralılara sunulduğu gibi, daha zorda olanları düşünmeliyiz. ÇANAKKALE MİLLETVEKİLİ VE HİTABET ÖĞRETMENİ
Reşat Nuri Güntekin’i hepimiz biliriz. Bursa ve İstanbul okullarında Fransızca, Türkçe ve felsefe dersleri de vermiş bir yazardır. Ama onun en önemli özelliklerinden biri hitabet öğretmenliği yapmıştır. Atatürk gibi bir hatibin en sevdiği kitaplardan olan Çalıkuşu’nu yazmıştır. Birde şu var ki 1939-1943 yıllarında Çanakkale milletvekillidir. ÇOCUKLAR, TABLET VE KONUŞMA
Huysuzlanan, ağlayan çocukların ellerine tablet ya da telefon verildiği çok gördüm. Çocuk birden hipnotize olmuşçasına susuyor. Ağlama bitiyor. Peki ama doğru mu? Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Ayvaz, 2 yaşından önce uzun süre dijital ekranlara maruz kalmanın, çocuklarda konuşma bozukluğuna sebep olabileceğini belirtiyor. Çocukların, ciddi iletişim ve dil problemleri, sosyalleşme, öğrenme ve analiz yeteneklerinde sorunlar oluşuyor. Aman dikkat. İLK HİTAP METNİMİZ ORHUN KİTABELERİDİR
Orhun Kitâbeleri Göktürk İmparatorluğu’ndan kalma, 7 ve 8. asra âit en eski taş kitâbelerdir. Moğolistan’ın kuzeydoğusundadır. Birincisi olan Kültigin Kitâbesi’ni, ağabeyi Bilge Kağan, 732’de diktirmiş. ikincisi olan Bilge Kağan Kitâbesini de ölümünden bir yıl sonra 735’te kendi oğlu diktirmiştir. Üçüncü olarak vezir Tonyukuk Kitâbesi ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir. Gerek dil, gerek sesleniş bakımından bu yazılar bizim ilk hitap metnimizdir. Mesaj yüklü ve bugün bile anlamlıdır. HİTABETİN PARLATTIĞI LİDER Zimbabve Afrikalı Ulusal Birliğinin (ZAPU) beyazlara karşı mücadele ederek ün kazanan lideri ve eski Devlet Başkanı Robert Gabriel Mugabe'nin 37 yıllık iktidarı dün istifasını açıklamasının ardından sona erdi. Bu kişi yaşayan önemli hatiplerdendir. Hitabet yeteneğiyle bilinmektedir. Sömürge karşıtı konuşmalarıyla meşhurdur.