Eğitim-İş Çanakkale Şubesi yeni eğitim öğretim yılı öncesinde yazılı bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada, “12 Eylül tarihi ile MEB’e bağlı bütün eğitim kurumları, yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1,2 milyon eğitim emekçisi ile yeni eğitim öğretim yılına başlayacak. Ancak görünen o ki pek mutlu ve umutlu bir başlangıç olmayacak. Çünkü eğitimin sorunları her geçen yıl çözüleceği yerde katlanarak büyümektedir” ifadeleri kullanıldı.
Eğitim İş Çanakkale Yürütme Kurulu yeni eğitim öğretim yılı öncesinde yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı, “12 Eylül tarihi ile MEB’e bağlı bütün eğitim kurumları, yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1,2 milyon eğitim emekçisi ile yeni eğitim öğretim yılına başlayacak. Ancak görünen o ki pek mutlu ve umutlu bir başlangıç olmayacak. Çünkü eğitimin sorunları her geçen yıl çözüleceği yerde katlanarak büyümektedir. Bunun göstergelerinden biri de öğrencilerimizin girdikleri uluslararası ve ulusal sınavlardaki başarı durumlarıdır. Öğrencilerimizin sınavlardaki net ortalamaları her geçen yıl biraz daha düşmekte, sıfır puan alan öğrenci sayımız ise her geçen yıl biraz daha artmaktadır. Yetkililer öğrencilerin/eğitimin bu problemini görmezden gelmekte, örtbas etmek için okullara yerleşme ile ilgili kriterleri, puanları, katsayıları değiştirmeyi tercih etmekte, sorunun kaynağına gitmemektedir. Çünkü sorunun kaynağı milli eğitimin yönetilememesidir. Yani bu sonuç 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın uyguladığı eğitim politikalarının sonucudur. Belki de uyguladıkları eğitim politikaları Prof. Bülent Arı’nın rektör yardımcısı iken söylediği “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede” sözleri üzerine kuruludur. Bülent Arı’nın bu sözü iktidar tarafından çok kıymetli görülmüş olacak ki kısa zaman sonra terfi ettirilerek YÖK denetleme kuruluna atanmıştır. Bu 20 yılda MEB siyasi iktidarın politikaları doğrultusunda okulları bilimden uzaklaştırıp, dini eğitim veren medreselere dönüştürmeye çalışmış, çalışmaya da devam etmektedir. Bu doğrultuda MEB çeşitli dini vakıf, cemaat ve derneklerle iş birliği ve protokoller yaparak eğitim kurumlarını bu yapılarla birlikte yönetmektedir. Yapılan protokoller neticesinde okullar bu dini vakıf, cemaat ve derneklerin cirit attığı alanlar haline gelmiştir. Bu yapılar yaptıkları protokollere bile uymadan okullarda istedikleri gibi hareket edebilmektedir. Milli eğitim müdürlüğü yöneticileri ve okul idareleri bu yapıların üyelerinin, gönüllülerinin bir dediklerini iki etmemektedir. Öğrenciler istekleri dışında, veli onayı dahi olmadan derslerden alınarak bu dini vakıf, cemaat ve derneklerle buluşturulmakta, bu yapıların kendi dini anlayış ve hayat görüşlerinin propagandasının öğrencilere yapılmasına çanak tutulmaktadır. Eğitim öğretimin aksaması hiçbir yöneticinin de umurunda değildir. Eğitimde uzun soluklu bir planlama yapılmadığı için olumsuz sonuçlar hızlı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İlimizde en başarılı öğrencilerin tercih ettiği Çanakkale Fen Lisesi 2010 yılında 0,74 başarı yüzdeliği ile öğrenci kabul ederken yıl 2022’ yi gösterdiğinde bu yüzdelik dilimi 2,44 olmuştur. Bunun sebepleri çok iyi analiz edilmelidir. Lise ve üniversite geçiş sınavları incelendiğinde Çanakkale ilinde daha önceki yıllarda tüm soruları doğru cevaplayan öğrenci bulunmakta iken 2021-2022 eğitim öğretim yılında bu başarıyı gösteren öğrenci bulunmadığı görülmektedir. İl ve ilçe müdürlükleri sınav sonrası hızlı bir şekilde okullardan sonuç bilgisi toplayıp idareleri ve öğretmenleri sorguladıkları gibi oturup kendilerini de sorgulamalılar. Hatta daha önceki yıllarda yapıldığı gibi illerin başarı sıralaması da yayımlanmalıdır. Böylece üst yönetimler de ne kadar başarılı olduklarını kendi yöntemleriyle görmüş olur”
GÜNDEM
Yayınlanma: 02 Eylül 2022 - 16:06
"Umutlu ve mutlu bir başlangıç olmayacak"
Eğitim-İş Çanakkale Şubesi yeni eğitim öğretim yılı öncesinde yazılı bir açıklama yayınladı
GÜNDEM
02 Eylül 2022 - 16:06