Eğitim İş Çanakkale Șube Bașkanı Ahmet Mantaş yaptığı yazılı basın açıklamasında hükümet tarafından alınan uzaktan eğitim kararını eleştirdi. Mantaş açıklamasında; “Haziran ayı itibariyle yapılan birçok bilimsel ve sosyolojik araştırma bizlere göstermiştir ki uzaktan eğitim modelinin kazanımları, Okulun yani yüz yüze eğitimin hedef kazanımlarının yakınından bile geçememiştir. Dolayısıyla uzaktan eğitim modeli bu kısa denemede bile sınıfta kalmıştır. Tabi ki bunun birçok sebebi vardır” diyerek uzaktan eğitimin başarısız olmasının sebeplerini sıraladı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, pandemi dolayısıyla okulların 31 Ağustos 2020 tarihinde uzaktan eğitim ile açılacağını duyurmuştu. Eğitim İş Çanakkale Șube Bașkanı Ahmet Mantaş tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında uzaktan eğitim modelinin yetersiz olduğu belirtilerek eleştirildi. Mantaş yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Covid19 virüsünün yol açtığı pandemi sürecinde Mart ayı itibariyle salgının yaygınlaşmaması ve can kayıplarının azalması amacıyla okullarımız AKP hükümetinin aldığı kararla kapatılmış ve eğitim uzaktan diye ifade edilen bir yöntemle çocuklarımıza evlerinden verilmeye çalışılmıştır. Haziran ayı itibariyle yapılan birçok bilimsel ve sosyolojik araştırma bizlere göstermiştir ki uzaktan eğitim modelinin kazanımları, Okulun yani yüz yüze eğitimin hedef kazanımlarının yakınından bile geçememiştir. Dolayısıyla uzaktan eğitim modeli bu kısa denemede bile sınıfta kalmıştır. Tabi ki bunun birçok sebebi vardır. Ancak sorunu çözümsüz hale getiren, Ülkemizde yaşanan sosyal adaletsizlik, gelir dağılımında yaşanan uçurum, derinleşen ve genişleyen fakirliktir. Uzaktan eğitim modeli sermayenin kaynaklarını ve araçlarını kullanmaya dayanan bir eğitim modelidir. AKP hükümetinin sosyal adaletsizliği yok edecek, halkımızı fakirlikten kurtaracak bir politikasını göremediğimize göre bu uzaktan eğitim modeli, önümüzdeki dönem de eğitimde yaşanan fırsat eşitsizliğini büyütmekten öteye bir işe yaramayacak ve yine başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Ayrıca okulların açılmaması-açılamaması emeği ile geçinmek zorunda olan anne - babanın birlikte çalıştığı milyonlarca aileyi daha büyük sorunlara ve arayışlara itmektedir. İşte oldukları saatlerde çocuklarının güvenliğini, beslenme ihtiyaçlarını ve eğitim takibini nasıl yapacaklarını bilememektedirler. Öyleyse okulları bir an önce açarak yavrularımızı öğretmenleri, arkadaşları ve okulları ile buluşturmak en büyük ihtiyaçtır. Ancak görünen o ki AKP hükümeti bu noktada da basiretsiz politikalar izlemekte, neredeyse okulları açmak istemiyor görüntüsü vermektedir. Sorun net ve ortada iken 6 aylık süreçte AKP iktidarı ve Milli Eğitim'den sorumlu Bakanlığı okulların açılabilmesi adına hiç bir somut adım atmamıştır. Örneğin, çeşitli kamu kuruluşlarının okula çevrilmesi, bina kiralanması yada konteyner okulların yapılması gibi pratik ve basit yöntemlerle derslik sayısı arttırılmamış, sınıfların seyreltilmesi yoluna gidilmemiştir. Ek öğretmen, ek personel ataması yapılmamıştır. Temizlik sorunları çözülmemiştir. Her şeyi bırakalım pandemi sürecinde Milli Eğitim Bakanlığına bir kuruş ek bütçe bile sağlanmamıştır. Halkımızca şu iyi bilinmelidir ki Cumhuriyet sevdalısı olan biz eğitim emekçileri kesinlikle okulların açılmasından ve yüz yüze eğitimden yanayız. Bu noktada hiç bir öz veriden kaçınmayız. Fakat bu olumsuz koşullarda okulların açılması neredeyse imkansız kılınmıştır. Bu şartlarda okulları açmak demek öncelikle çocuklarımızın, sonrasında ise tüm eğitim emekçilerinin yaşamını tehlikeye atmak, pandeminin yurdumuzda hızla yayılarak milyonlarca yaşlımızın ve yüzbinlerce sağlıkçımızın hayatını kaybetmesi demektir. Üzülerek belirtmek isteriz ki AKP iktidarının istikrarlı bir eğitim-öğretim politikası yoktur. Hatta eğitim diye bir derdi de yoktur. En istikrarlı olduğu konu imam hatipler, eğitimin her kademede paralı hale getirilmesi ve kadrolaşma olmuştur. Ülkemiz çocuklarının eğitim ihtiyacı kamusal olarak sağlanamamaktadır. Eğitimde fırsat eşitliği yok edilmiştir. Her Milli Eğitim Bakanı yeni bir arayış içine girmektedir. YÖK tamamen siyasallaşmıştır. Her değişimin uyarlanması esnasında çocuklarımız ağır dişliler arasında ezilmekte, küçücük yaşta var olma, başarılı olma mücadelesi vermektedir. Başta öğretmenler olmak üzere eğitim emekçilerinin birçoğu mutsuz, umutsuz ve amaçsızdırlar. Bu buhran ve dağınıklık bizleri idealizmden uzaklaştırmaktadır. Sonuç olarak Eğitimde yaşanan sorunlar, AKP hükümetinin sorumluluğunu aşan bir nitelik kazanmıştır. Eğitim-İş olarak bu gidişata daha fazla seyirci kalınmamalıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın en temel ve evrensel hakkı olan eğitim haklarının niteliksizleştirilmesine, ulaşılamaz olmasına, bilimsellikten uzaklaştırılmasına ve eşitsizliğine, başta Eğitim-İş üyeleri olmak üzere kendini sorumlu hisseden diğer sendikalar, demokratik kitle örgütleri, dernekler ve eğitimin tüm paydaşları ile birlikte müsaade etmemeliyiz. En temel hakkımız olan laik, demokratik, bilimsel, ulusal, parasız, nitelikli, karma ve eşit eğitim talebimizi, bütçeden eğitime ayrılan payın en yüksek pay olmasını, birleşerek, büyüterek, her fırsatta, her durumda, her kurumda, her etkinlikte, daha yüksek sesle haykırarak dillendirmek ve çocuklarımız için bu mücadeleyi fiili ve meşru yöntemleri etkin olarak kullanarak başlatmak zorundayız.”
EĞİTİM
Yayınlanma: 22 Ağustos 2020 - 15:06
"Uzaktan eğitim modeli sınıfta kalmıştır"
Eğitim İş Çanakkale Șube Bașkanı Ahmet Mantaş yaptığı yazılı basın açıklamasında hükümet tarafından alınan uzaktan eğitim kararını eleştirdi
EĞİTİM
22 Ağustos 2020 - 15:06
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir