Vay arkadaş ya şu yalan dünyada

inşaat dediğin şey ne belalı işmiş..

 

İnşaat inşaat inşaat..

Ne menem şeymiş arkadaş; inşaat durdu memletin bütün civataları gevşedi.

Sanki biri musluğu kapattı ve kuruduk..

Dilimizde bir laf  vardır.

Harç bitti yapı paydos..

Galiba bugün inşaattaki durumumuzu özetleyen en iyi söz bu olsa gerek.

Peki; inşaatçılık bitti mi ?

Sanmıyorum; inşaat işi devam edecek ama rasgele müteahhit olanların (Bu durumu biraz daha kabalaştırmak istiyorum. Rantı gören yurdum insanı balıklama atladığı inşaatçılıkta, kaliteden uzak üçüncü sınıf malzemelerle üstünkörü yaptığı inşaatlara lüks daire tabelası koyan müteahhitlerin olmayacağını söyleyebilirim) artık sahada oyuncu olması pek mümkün görünmüyor..

Sanırım her aklına esen, babadan kalma arsa üzerinde müteahhitlik denemelerinde bulunanlar olmayacak..

Peki ne olacak ?

İnşaat, pek çok sektörü direkt etkiliyor ama bu işin de bir doygunluk noktası var. Çanakkale ne ki; sonsuz inşaat mutluluğu sürsün..

İnşaatın krizle birlikte bu denli etkilenmesinin en önemli sebeplerinden biri girdi maliyetleri ve faizler..

Sadece bu mu ?

Mesela yerel yönetimlerin hiç mi suçu yok ?

Müteahhitlerin hiç mi günahı yok ?

Yerel yönetimler, inşaat sektöründe at koşturanların taleplerini karşılayabilmek için yeni yeni alanları imara açtı. Müteahhitler güzel paralar harcıyordu ruhsat için. Bu musluğu durduk yerde kapatmak aptallık olurdu..

Eh alıcı da vardı. Bizim gibi toplumlar kendini hiç bir zaman ekonomik olarak güvende hissetmediği için hep zaman varken diyerek konut üstüne konut aldı..

Oysa yerel yönetimler dağları taşları imara açmak yerine mevcut eski mahalleleri kentsel dönüşüm ile yenileyebilseydi çok daha iyimser sonuçlar elde edebilirdik..

Çünkü kentsel dönüşümlerde rastlantısal sebeplerle müteahhit olmuş insanların arzularına, kafalarına ve ticari beklentilerine göre konut üretimi olmayacaktı. Toplu ulaşım araçlarının bile gitmediği yerlerde satılmayan daireler yapmayacaktık.

Şehrin kalbinde; ulaşım ve sosyal hayattan uzak olmayan konutlar halen satılabiliyor, alıcısı tercih edebiliyor.

Şunu diyebilirsin..

Azizim arsa üretmeyince de arsa payları çok yükseliyor..

Bırak yükselsin..

Zaten bizim neyimiz gerçek fiyatından alıcı buluyor..

İnşaat fırtınasının deli gibi estiği dönemlerde 60 m² daireyi 500 bin liraya satarken şimdi dönüp bakan yok..

1+1 çok satıyor diye herkes küçük konutlar üretti. Yatırımlık, kiralık; başın sıkışınca aldığın fiyata satarsın hileleriyle pek çok kişi bu konutlara yönlendirildi..

İnşaatta çözüm..

İnsanların yaşam biçimine, ihtiyacına, kültürüne, parasına göre konut üretilir ve ön talep çalıştırılırsa inşaat sektörü yeniden kuyruğu dikebilir..

Anlayacağın stoklar ne olur bilinmez ama iş yerel yönetimlerde ve yapı şirketlerinde bitiyor..