Son yedi sekiz yıldır ‘Şu durum geçse de rahatlasak’ diye diye şu günümüze geldik. Terör olayları, darbe, yangınlar, pandemi, hiç görmediğimiz oranda zamlar... Eşeği Kadife’yle Emine'yi kaçıran, Emine de onu oyalayıp durduğu için bir türlü halvet olamayan Salako’ya benzedik bir süredir. Gene de her sene bahar yeniden geldi. Mor salkımlar hiç vefasızlık etmediler. Her yıl aynı zamanda aynı kokularıyla etrafı daha da kucaklamış halde oradaydılar. Kumrular yavrularını uçurdu. Babamdan duymuştum çocukken; tavşanlar yavrularına yediğini yedirdim bıyığını bitirdim, şimdi ayrılma vakti deyip azat ederlermiş. Tavşanlar sık ürediği için annelikleri de kısa sürdüğünden uydurulmuş bir hikaye olduğunu o zaman da bilirdim. İnsanlar yazlıklarını çıkardılar. Doğa uyanırken bizim de içimizde kıpırtılar oluyor. Özlediğim o çağlaların mevsimi geldi. Ekinler yem yeşil boy attılar. Ramazan ayı, sahur, bayram derken o da geçip gitti. Şimdi hıdrellez zamanı, bahar bayramı. Hep de sıkıntı içinde yaşanmaz ki arada etrafa doğaya bakmalı. “Şu durumda bir yere bakacak hal mi kaldı” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız ama her halükarda yaşamaya devam etmeli. Hayatın tamamen siyaset ve ekonomik sorun olduğu bir başka ülke daha var mı merek ediyorum. Her şey politika olabilir mi? Bizi asıl yozlaştırıp güzelliklere, doğamıza karşı duyarsız yapan tam da bu. Failleri de kendini kral sanıyor. Politikacıların kamu tarafından tanınmadığı ülkeleri özlüyorum. Onlar sadece işlerini iyi ve dürüst biçimde bizim adımıza yapan kişiler olmalı. Başka da bir şey değil. Belki o zaman baharın kokusunu, denizin iyot aromasını, salkımların rengini fark edebiliriz. Hoşça kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 07 Mayıs 2022 - 10:01
Vefalı bahar
Son yedi sekiz yıldır ‘Şu durum geçse de rahatlasak’ diye diye şu günümüze geldik
YAZARLAR
07 Mayıs 2022 - 10:01
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir