Boşanma davası sonunda velayet hakkını alan anne veya babanın sonradan durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenler yüzünden velayeti hakkını alan tarafın bu hakkını gereği gibi kullanamaması ya da çocuğun menfaatinin gerektirmesi durumlarında velayet hakkının değiştirilmesi gündeme gelebilmektedir.
SORU 1: Velayetin değiştirilmesine neden olan “durumun değişmesi” halleri nelerdir?
CEVAP: Türk Medeni Kanunu’nun “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde bu husus düzenlenmiş olup sıklıkla karşılaşılan durumlar şunlardır: Ancak belirtmek isteriz ki; aşağıda sayılan nedenlerin hiçbiri tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli olmayıp hâkimin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapması gerekir.
1. Boşanmış olan anne veya babanın yeniden evlenmesi,
2. Velayet hakkına sahip tarafın başka bir yere gitmesi,
3. Çocuğun velayet hakkına sahip tarafın ölmesi,
4. Velayeti kendisinde bulunduran anne veya babanın cezaevine girmesi, alkol tedavisi sebebiyle yatarak tedavi görmesi, bitkisel hayata girmesi vb.
5. Çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi,
6. Çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan tarafta bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması,
7. Çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin: sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik)
8. Velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi
SORU 2: Velayet hakkına sahip olan taraf yeniden evlenirse, velayet hakkı diğer tarafa geçmek zorunda mıdır?
CEVAP : Hayır. Böyle bir zorunluluk bulunmamakla birlikte velayet hakkına sahip olan tarafın yeniden evlenmesi durumu; başlı başına velayetin değiştirilmesi davasını açmak için yeterli de değildir. Velayet hakkına sahip olmayan tarafın bu davayı açabilmesi için, velayete sahip olan tarafın yaptığı bu evliliğin çocuğun menfaatine aykırı olduğunu ispat etmek zorundadır.
SORU 3 : Velayetin Değiştirilmesi Davasında müşterek çocuk/lar mahkeme huzurunda dinlenir mi?
CEVAP : Çocuk Hakları Sözleşmesinin Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Yargıtay kararlarına göre çocuğun idrak yaşı 8 olarak belirlenmiş olup çocuğun idrak yaşından sonra görüşü alınmaksızın velayetin değiştirilmesi mümkün olmamaktadır.
SORU 4: Kardeş çocukların velayet hakları biri anne de biri baba da olacak şekilde verile bilinir mi?
Her somut olaya göre ayrıca değerlendirilmesi gerekmekle birlikte velayetin düzenlemesinde, çocukların kardeşlik ve paylaşım duygusunun gelişimi için çocuğun üstün yararı gerektirmediği taktirde “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” esastır. Kardeşlerin birbirinden ayrılmasının onların bedeni ve ruhi gelişimlerine olumsuz etki yapacağı kuşkusuzdur. Sonuç olarak velayet düzenlenirken haklı sebepler bulunmadıkça kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
SORU 5 :Velayetin değiştirilmesi davasında velayet hakkını isteyen taraf hakkında çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ne şekilde yapılacaktır?
Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveynin yaşadıkları yerde ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığını araştıracaktır. Müşterek çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme yapılacaktır.
SORU 6 : Aylık geliri olmayan ya da az olan tarafa velayet hakkı verilir mi?
Velayet hakkının kime verileceği ya da kimde kalacağına ilişkin karar verilirken en çok dikkat edilen husus çocuğun menfaatleridir. Hakim, gerekli araştırmaları yaparak olayın koşullarına göre çocuğun velayetinin kimde kalması gerektiğini belirleyecektir. Taraflardan birinin çalışmıyor olması velayetin belirlenmesinde öncelikli rol almamaktadır. Zaten boşanma sonucu velayeti alan taraf aynı zamanda karşı taraftan iştirak nafakası da talep edebilmektedir. Hâkim gerekli incelemeleri ve araştırmaları yaparak çocuğun hangi ebeveyn ile yaşamasının çocuğun menfaatine uygun olacağına karar vererek çocuğun velayetini o kişiye verir.
SORU 7 : Ebeveynler kendi aralarında anlaşarak müşterek çocuğun velayetini değiştirebilir mi?
Velayet hakkının kime ait olacağına ilişkin tarafların anlaşması ancak anlaşmalı boşanma davasında söz konusu olabilir. Ancak velayete ilişkin davalar kamu düzenini de ilgilendirdiğinden hâkim çocuğun üstün menfaati doğrultusunda tarafların iradesine müdahale edebilme yetkisine sahiptir. Bu nedenle hâkim çocuğun üstün menfaatine zarar verecek bir anlaşmanın tersi yönünde de karar verebilir. Ayrıca taraflar daha önce boşanmış ve ortada mevcut bir velayet hükmü var ise bunun değiştirilmesi talepli davanın da anlaşmalı olarak açılması mümkün değildir. Bu durumda yargılama içerisinde velayete ilişkin durumun değişmiş olduğu ve bu değişikliğin önemli ve sürekli olduğu ispat edilmelidir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 16 Kasım 2022 - 09:00
Velayetin değiştirilmesi davası
Boşanma davası sonunda velayet hakkını alan anne veya babanın sonradan durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenler yüzünden velayeti hakkını alan tarafın bu hakkını gereği gibi kulla
YAZARLAR
16 Kasım 2022 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir