SORU 1: Vesayet Nedir?
Vesayet, velayet altında bulunmayan küçükleri, çeşitli sebepler nedeniyle kendilerini veya mallarını yönetmekten aciz halde olan kişilerin kendilerini ve mallarını korumayı ve temsil etmeyi amaçlayan hukuki bir kurumdur. (Akıntürk ve Ateş Karaman, 2011) Kısaca, bir koruma kurumudur. SORU 2: Vesayeti Gerektiren Haller Nelerdir?
Bu husus Medeni Kanunumuzun 404 ila 410. Maddeleri arasında düzenlenmiş olup buna göre iki ana başlık olarak bu halleri “yaş küçüklüğü” ve “kısıtlılık” olarak belirtebiliriz. SORU 3: Yaş Küçüklüğü Halinde Vesayet Halleri Nedir?
Normalde küçükler 18 yaşına kadar anne ve babalarının velayeti altındadır. Küçüklerin gözetimi anne ve babaları tarafından yapılmaktadır. Ancak çocuğun ebeveynlerinin ölmesi, mahkeme kararıyla velayetin ebeveynlerden alınması gibi durumlarda çocuklar velayet altında bulunmazlar. Bu gibi durumlarda çocuğun gözetimini yapması amacıyla mahkeme tarafından vasi atanır ve vesayet altına alınır. SORU 4: Kısıtlama Nedir? Kısıtlılık Halleri Nelerdir?
Kısıtlama, kanunda belirtilmiş sebeplerden biri veya birkaçı nedeniyle korunması ve gözetilmeleri gereken kişilerin mahkeme kararıyla kısıtlandırılmasıdır. Böylelikle kişisel menfaatlerini düşünme anlamında kendini koruyamayan ergin kişilerin koruması amaçlanır. Kısıtlama sebepleri kanunda tek tek belirtilmiştir. Bu sebeple bir kişinin kanunda sayılı haller dışında kısıtlanması mümkün değildir. 1-Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun Madde 405’e göre “akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır” denilmiştir. Buna göre kişinin sadece akıl hastası olması veya akıl zayıflığının bulunması tek başına kısıtlama sebebi değildir. Kişinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kendi işlerini görememesi, korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gerekmesi ya da başkaları adına tehlike oluşturması gerekmektedir. 2- Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı veya Malvarlığını Kötü Yönetmesi Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun’un 406. maddesine göre; “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.” Denilmiştir. Maddeye göre ancak kişinin bu davranışları nedeniyle kendisini veya ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesi varsa veya başkalarının güvenliğini tehdit ediyorsa kısıtlama söz konusu olabilecektir. 3- Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun’un 407. maddesine göre; “Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.” Denilmiştir. Maddeye göre, işlediği bir suç nedeniyle bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına mahkûm edilen kişi cezasının kesinleşmesiyle kısıtlanır ve kendisine vasi atanır. Cezanın hangi suç nedeniyle alındığının bir önemi yoktur. Cezayı yerine getirmekle görevli mahkeme kendiliğinden durumu ilgili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. Özgürlüğü bağlayıcı ceza nedeniyle kısıtlanacak kimsenin, işlerini kendi yürütüp yürütemediğine bakılmaz. Hüküm giymiş olması kısıtlama için yeterlidir. 4-Kişinin Kendi İsteği Üzerine Kısıtlama
Medeni Kanun’un 408. maddesine göre “Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.” Denilmiştir. Bu sebeple kısıtlanmanın meydana gelebilmesi için kişi bunu kendisi istemelidir. Mahkeme kendiliğinden bu işlemi gerçekleştiremez. SORU 5: Vesayet Davası Nasıl Görülür?
Vesayet davasında görevli ve yetkili mahkeme kısıtlının yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir. Savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimden kaynaklanan kısıtlanma da ve kişinin kendi isteğiyle kısıtlanmasında, mahkeme kararını, kısıtlanacak kişinin dinlenilmesinden sonra verecektir. Kişinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlanmasına ancak resmi sağlık kurulu raporuna dayanılarak karar verilebilir. Mahkemenin vermiş olduğu kısıtlama kararı, kesinleştikten sonra hem kısıtlının yerleşim yerinde hem de nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur ve üçüncü kişiler için ancak ilan tarihinden itibaren etkili olur. Avukat Ezgi ENGİN
https://ezgiengin.av.tr/
Vesayet, velayet altında bulunmayan küçükleri, çeşitli sebepler nedeniyle kendilerini veya mallarını yönetmekten aciz halde olan kişilerin kendilerini ve mallarını korumayı ve temsil etmeyi amaçlayan hukuki bir kurumdur. (Akıntürk ve Ateş Karaman, 2011) Kısaca, bir koruma kurumudur. SORU 2: Vesayeti Gerektiren Haller Nelerdir?
Bu husus Medeni Kanunumuzun 404 ila 410. Maddeleri arasında düzenlenmiş olup buna göre iki ana başlık olarak bu halleri “yaş küçüklüğü” ve “kısıtlılık” olarak belirtebiliriz. SORU 3: Yaş Küçüklüğü Halinde Vesayet Halleri Nedir?
Normalde küçükler 18 yaşına kadar anne ve babalarının velayeti altındadır. Küçüklerin gözetimi anne ve babaları tarafından yapılmaktadır. Ancak çocuğun ebeveynlerinin ölmesi, mahkeme kararıyla velayetin ebeveynlerden alınması gibi durumlarda çocuklar velayet altında bulunmazlar. Bu gibi durumlarda çocuğun gözetimini yapması amacıyla mahkeme tarafından vasi atanır ve vesayet altına alınır. SORU 4: Kısıtlama Nedir? Kısıtlılık Halleri Nelerdir?
Kısıtlama, kanunda belirtilmiş sebeplerden biri veya birkaçı nedeniyle korunması ve gözetilmeleri gereken kişilerin mahkeme kararıyla kısıtlandırılmasıdır. Böylelikle kişisel menfaatlerini düşünme anlamında kendini koruyamayan ergin kişilerin koruması amaçlanır. Kısıtlama sebepleri kanunda tek tek belirtilmiştir. Bu sebeple bir kişinin kanunda sayılı haller dışında kısıtlanması mümkün değildir. 1-Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun Madde 405’e göre “akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır” denilmiştir. Buna göre kişinin sadece akıl hastası olması veya akıl zayıflığının bulunması tek başına kısıtlama sebebi değildir. Kişinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kendi işlerini görememesi, korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gerekmesi ya da başkaları adına tehlike oluşturması gerekmektedir. 2- Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı veya Malvarlığını Kötü Yönetmesi Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun’un 406. maddesine göre; “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.” Denilmiştir. Maddeye göre ancak kişinin bu davranışları nedeniyle kendisini veya ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesi varsa veya başkalarının güvenliğini tehdit ediyorsa kısıtlama söz konusu olabilecektir. 3- Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza Nedeniyle Kısıtlama
Medeni Kanun’un 407. maddesine göre; “Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.” Denilmiştir. Maddeye göre, işlediği bir suç nedeniyle bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına mahkûm edilen kişi cezasının kesinleşmesiyle kısıtlanır ve kendisine vasi atanır. Cezanın hangi suç nedeniyle alındığının bir önemi yoktur. Cezayı yerine getirmekle görevli mahkeme kendiliğinden durumu ilgili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. Özgürlüğü bağlayıcı ceza nedeniyle kısıtlanacak kimsenin, işlerini kendi yürütüp yürütemediğine bakılmaz. Hüküm giymiş olması kısıtlama için yeterlidir. 4-Kişinin Kendi İsteği Üzerine Kısıtlama
Medeni Kanun’un 408. maddesine göre “Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.” Denilmiştir. Bu sebeple kısıtlanmanın meydana gelebilmesi için kişi bunu kendisi istemelidir. Mahkeme kendiliğinden bu işlemi gerçekleştiremez. SORU 5: Vesayet Davası Nasıl Görülür?
Vesayet davasında görevli ve yetkili mahkeme kısıtlının yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir. Savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimden kaynaklanan kısıtlanma da ve kişinin kendi isteğiyle kısıtlanmasında, mahkeme kararını, kısıtlanacak kişinin dinlenilmesinden sonra verecektir. Kişinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlanmasına ancak resmi sağlık kurulu raporuna dayanılarak karar verilebilir. Mahkemenin vermiş olduğu kısıtlama kararı, kesinleştikten sonra hem kısıtlının yerleşim yerinde hem de nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur ve üçüncü kişiler için ancak ilan tarihinden itibaren etkili olur. Avukat Ezgi ENGİN
https://ezgiengin.av.tr/