Kaçıncı mart beklenen.
Kaçıncı ağustos geçmek bilmeyen. Bir de her şeye iyi yanından bakma teranesi var ya! Beklemeyi bilmeyen kavuşmaktan ne anlar. Bunu dediğime bakma. Oysa hiç sevmem beklemeyi. O ıstırap kuyrukları... insanı küçülten sürü yapan beklemelerin hiç birini sevmem.
Hayal kırıklıklarım olduysa çokça hayal kurmaktan...benim hayallerime iyi bak demiştim. Bakmadığın da oldu. Hayalsiz kalmadım elbet. Avsumla beni hiç beklenmedik yerlerimden. Taze sabahlara uyanıp çocukluktan kalma bir koku aldığında balıkçı teknelerinin göğsündeki menevişler gibi kıpırdar ya için, hayatın asıl tadı onlardır de ne olur. Her şeyin isminden önce rengi ve anlamı doğar aklımızda. Bu yüzden adlar azaltır imgemizi de. Bu yüzden de beklentinin kendisi yeğdir kavuşmaktan, Beklerken her şey bizimdir. Bulduğumuzda sadece bir tanesin alırız de.
Hani bir eski teyp vardı evimizde. Hep aynı şarkıda dans ederdin. Hep o saçlarınla kalsaydın da hayalimde dans etmeseydin de olurdu.
Büyüdükçe başkalarıyla başkalaşıp sıradan istendik ve genel geçer tepkiler ediniriz, mutlak olanla bağımız kopar. Başımız açık ayaklarımız çıplak, ormana gitmeliyiz. Yeşil olana değin orada kalmalıyız. Münzevi gönüller bayram yeri gibi şendir bu yüzden de. Beni avutmak için değil, kendime getirmek için... Uzaktan al kırmızı bir gemi geçiyor. Kuru yük taşıyor. Suların içinden yükünü ıslatmadan. Gözlerim çatallanıyor hayal kırıklığım. Uzaklara bakmakta zorlanıyorum. Küçük bir kız çocuğu aceleyle geçiyor babasına hayran. Gülüşü iğde mavisine acelesi gidişine benzeyen. Gençlik ne kadar teşneyse her şeye, yaşlılık da özlemi azalmış ihtimallerin özü müdür.
Bezgin yüzlerde güz ihtimalleri...
Yaşamın zorunluluk olmuş zor dönemecinde sabah işçileri servis bekliyorlar. Biz işte böylece hep bekliyoruz. Beklemenin kendisi öylesine güzeldir ki yeter ki zorunluluk olmasın, seni ben nerede olsa beklerim de. Asıl kıymetli olan kuraklıktaki bir damla çiğ, buzullarda bir fiske toprak, kalplerin buza kestiği çağda bir nefes sıcak dokunuş de...
O, mavi sarılı sarı asma kuşunu ürkütme ne olur. Her sabah incirlerde ötüp tatlı hayaller kuruyor. Kapatıyor kimi zaman gözlerini gün ortasında göç izlerinde gözleri ufkun ötesinde. Onu ürkütme. umutlarını kırma, hayallerine iyi bak ne olur.