Inflamatuar bağırsak hastalığı, bağırsakların iç yüzeyindeki iltihaplanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, kötü beslenme, sigara, alkol, stres, genetik ve birtakım ilaçların kullanımı inflamatuar bağırsak hastalığı nedenleri arasında sayılır.
Inflamatuar Bağırsak Hastalığı’nın tam nedenleri hala net olarak anlaşılamamış olsa da, uzmanlar bu hastalığın nedenleri arasında şu faktörlerin etkili olduğunu düşünmektedir:
- Bağışıklık sistemi düşmüş kişilerde tüketilen gıdalar yabancı madde olarak algılanabilir ve onlarla savaşabilmek için vücut antikorlar salgılar. Bu durum da IBH hastalığına yol açabilir.
- Yapılan araştırmalara bakıldığında IBH’ye sahip hastaların %25’inin ailesinde de ınflamatuar bağırsak hastalığı saptanmıştır.
- Sigara, stres, depresyon ve çeşitli ilaç kullanımı IBH’ye sebep olabilir.
Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi hastalıkları da içeren inflamatuar bağırsak hastalığı ( IBH) gastrointestinal sistemin kronik iltihabı ile karakterizedir. Farmakolojik olmayan tedaviler ve immünosüpresif tedaviyle ilgili endişeler hakkında sınırlı kanıtlar göz önüne alındığında, hastalığın yönetiminde diyetin rolü, IBH'li hastaların sahip olduğu en yaygın sorulardan biridir. Önceki çalışmalar, kişinin diyetinin IBH geliştirme riski üzerinde bir etkisi olabileceğini göstermiştir.
Bunlar, daha fazla meyve ve sebze yiyenlerin daha düşük riske sahip olabileceğini ve daha fazla hayvansal yağ ve şeker tüketenlerin riskin artabileceğini göstermiştir. Epidemiyolojik veriler belirli diyet faktörlerinin IBH gelişimini etkileyebileceğini öne sürse de, hangi yiyeceklerin hastalığın ilerlemesini ve alevlenmelerini etkileyebileceği belirsizliğini korumaktadır. İşlenmiş gıdalar ve katkı maddeleri de dahil olmak üzere çeşitli diyet bileşenleri, potansiyel olarak anti-besin faktörlerini şiddetlendiren olarak öne sürülmüştür. Düşük D vitamini seviyeleri ayrıca artan inflamasyonla ilişkilendirilmiştir ve kurkumin gibi diğer takviyeler de anti-inflamatuar özelliklere sahip olabilir.
Akdeniz diyeti genellikle sebzeler, meyveler, tam tahıllar, kuruyemişler, zeytinyağı gibi tekli doymamış yağlar açısından zengin ve kırmızı et açısından fakirdir. Bu diyete olan ilk ilgi, Akdeniz bölgesinde kardiyovasküler hastalık ölüm oranlarının Birleşik Devletler'e kıyasla daha düşük olduğuna dair gözlemlerle başladı. Gerçekten de, sonraki çalışmalar kilo kaybı ve C-reaktif protein (CRP) azalması dahil olmak üzere bu diyetin uzun vadeli faydalarının genişletilmiş bir listesini göstermiştir.