Geçenlerde ziyaret ettiğim bir okulda arkadaşlarla sohbet ederken yemekhaneye servis şoförü olan büyüğümüz geldi. O gelince arkadaşlar ayağa kalkıp ‘’Ooo Büyük Başkan,’’ şeklinde tezahürat etmeye başladılar. Ben henüz olayı anlayamamışken bir arkadaşımız açıklama yaptı, meğer bizim servisçi abi falanca ilçeden belediye başkanı aday adayı olmuş.
Arkadaşlardan biri biraz da muzipçe ‘’Abi bugün de değişik takım elbise giymişsin, çok şıksın vallahi,’’ diye takılınca bizim aday adayı olan abi ‘’Ben geçen genel seçimde de milletvekili aday adayı olduğumdan gardırobum geniş, güzel kardeşim,’’ diye yanıtladı.
Seçim böyle bir süreç, diye düşündüm daha sonra. Bazı sektörlere ciddi manada iyi geliyor. Misalde de olduğu gibi takım elbise sektörü örneğin. Şimdi belediye başkanı adaylarımız, seçim sürecine girmişken gardıroplarını bir yenilemeleri gerekmez mi? Bir takım elbiseyle uzun propaganda süreci biter mi? Haliyle yedeği de lazım. Sadece başkan adayları ile bu alışveriş bitmiyor tabi ki. Belediye meclis üyesi adaylarımız, il genel meclisi üyesi adaylarımız derken aday nüfusu çoğalıyor.
Reklamcılık sektörü de hareketli günler geçiriyor. Eğer yakınlarda yeni bir tabela yaptırma gibi bir düşünceniz varsa bence bir süre ertelemelisiniz. Afişler, posterler, el ilanları, araç giydirme projeleri derken reklamcıların önünde bitmek tükenmek bilmeyen bir kuyruk var. Bu seçim daha öncekilerden farklı olarak muhtar adaylarının da tanıtım faaliyetlerine daha çok önem verdiğini göz önünde bulundurursak nisan ayına kadar bu yoğunluk sürecek gibi.
Fotoğraf stüdyoları da çok farklı değil. Az önce saydığımız adaylar, reklamcıların baskıya almaları için birlikte yürüdükleri yol arkadaşlarıyla beraber stüdyoların yolunu tutuyor. Bazı çalışmalar gerçekten çok başarılı olmuşken bazılarının fotoşop kurbanı olduklarını söylemeden geçemeyeceğim çekimlerle hazırlıklarını sürdürüyorlar.
Promosyon ürün tedarikçilerinde de durum farklı değilmiş. Çakmaklar, kalemler, bazen ajandalar baskılı bez çantaların içinde dağılıp gidiyor.
Seçim ekonomisi böyle bir ekonomi, diye düşündüm sonra. Yaklaşık on beş yıl önce belediye başkan adayı olmuştu bir yakınım. Seçime bir gün kala seçim ofisindeki çay ocağının tüpü bitmişti. ‘’Bir gün daha dayanamadın mı be mübarek,’’ diye sitem etmişti. Varın, gerisini siz hesaplayın.
Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.