Vay vay vay..
Sanma ki; şaşırdım da diyorum.
Niye şaşırayım, siyasete bir yerinden giren maşallah çıkmak bilmiyor; ardından mümkünse çocuğuna, bilemedin eşine istikbal arıyor.
Bunu yapma işte de mi ?
Ne dedi CHP Genel Başkanı Özgür Özel..
Ülgür Gökhan için..bi bakın bakalım..
Koltuktan kendiliğinden kalkabilmek maharettir; illa birilerinin “kalk bakalım biraz da biz oturalım” demesini mi bekliyorsun.
Kimden söz ediyorum; elbette Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargıcı, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, eski Çan Belediye Başkanı Bülent Öz gibi partiye emek vermiş insanların partiden atılmasının altına imza çakan Serdar Soydan’dan..
Kemal bey “at” diyordu atıyordu, “tut” diyordu tutuyordu. Bilmediğimiz, duymadığımız kim bilir kimlerin partiden atılması için imza çaktı. Ben kendisine bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargıcı diyorum..
Milletvekili oldu; maşallah emekli de oldu vekillikten..
Fıstık gibi her ay 62.309 lirayı alıyor. Alsın gözümüz yok, ben hep milletvekili maaşlarının namerde muhtaç etmeyecek kadar yüksek olması gerektiğini söyledim.
Söyledim de..600 vekil de valla biraz fazla. Elini sallasan vekile ve emeklisine çarpacaksın. 10.000 dolar maaş ver ama 250 milletvekili olsun. Emekli olana da hangi kurumdan primleri yatmışsa oradan emeklilik hakkı tanı. 2 yıl vekillik yapana ömür boyu emekli milletvekili maaşı verme.
Neyse biz konumuza dönelim..
Serdar Soydan hiç Kepez’de yaşamamasına rağmen CHP’den aday adayı oldu.
İlla bir şey olacak.
Bunun parayla pulla da alakası yok; Kepez Belediye Başkanının maaşı ne ki.
Mesele siyasi açgözlülük.
Doymuyorlar; hep onların olsun, hep onlar sahnede olsun, hep onları alkışlayalım..
Serdar bey milletvekiliyken oğlunu da İzmir Gençlik Kolları Başkanı yapmıştı. Soydan ailesinin İzmir ile yakınlığı nedir, ne alaka. Önemli değil işte nerede yaşadığı, ne yaptığı.
Mesele bi şey olmak..
Serday bey CHP Kepez Belediye Başkan aday adayı olurken oğlu İbrahim Soydan da Çanakkale Belediye Meclis üyesi adayı. Muhterem geçen dönemde fermuardan Belediye Meclis Üyesi seçilmiş ben bilmiyordum.
Bak, oğluna bir şey demiyorum, genç insan siyaset yapsın, üretsin ama Serdar Soydan öyle mi; 66 yaşına gelmiş hala istikbal peşinde koşuyor. Kepez, yaşlı siyasetçilerin oyun alını değil; tamam siyasette olsun ama abilik etsin, tecrübelerini paylaşan konumda olsun..
Vallahi Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan’ın maaşını bilmiyorum ama Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a hiç almadığı, cebine atmadığı maaşını sordum.
Sıkı durun 40.000 liraymış..
Seversin sevmezsin Birol Arslan sokaktaki insanla hem ilişkilerini sıcak tuttu; hal hatır sordu hem şeffaf bir yönetim sergiledi. Görebildiğim, kimseye mesafe koymadı, kapısı herkese açık oldu. Bu da Kepez’de CHP’ye bir kredi sağladı. Şimdi bir takım kişiler – isimlerini yazmayayım durduk yerde – burada yaratılmış krediyi yemenin peşinde.
Kepez’de onca aday adayı var.
Bir tanesinin bile iddia ortaya koyduğunu görmedim; varsa da bilmek isterim.
Aday adaylığı günümüzde; isim yapma, geleceğe veya olası atamalara pozisyon hazırlama yarışına dönüşmüş. “Hele ben bir aday olayım da bakarsın kıyısından köşesinden bize de bir şeyler düşer” bu moda girmişiz..
İl Genel meclisi aday adaylığı da öyle; herkes paranın ve siyasi itibarın peşinde.
Mesela..biri çıksın desin ki; “Ben geçen dönem Çanakkale Belediye Meclisinde şu şu önerilerde bulundum, şu şu yeniklerin şehrimizde uygulanmasına vesile oldum, şu şu konuşmaları yaptım yanlış giden pek çok şeyi engellemiş oldum, şu şu önergelerimle yaşadığım şehre katkı sundum..”
Var mı böyle bir iddiada bulunacak sayın meclis üyesi..
İl Genel meclisi farklı mı ?
Orada da toplantı üstüne toplantı tertipleyip harcırah ve huzur hakkı adı altında her ay fıstık gibi maaşı cebe atan sayın üyeler çıksın desin ki; “Biz şunu şunu yaparak ilimizin yararına önemli gelişmeler sağladık. Ormanlarımızı talan eden madencilerin gelişigüzel hazırladıkları ÇED Raporlarını kafalarına çarptık, çocuklarımıza, torunlarımıza miras bırakacağımız değerlerimizi koruduk, şehrimizde seçilmiş maaşlı kişiler olarak aldığımız her kuruşun hakkını verdik..”
İl Genel Meclisi kamuoyu ile 2018-2023 yılları arasında yaptıklarını, sağladıkları fayda ve zararları içeren bir rapor yayınlasın da görelim..
Biz de diyelim ki; vay canına helal olsun..
Bizim seçtiklerimiz nasıl görev yapıyor biliyor musun ?
Seni yıllar yıllar; hatta 25 - 30 yıl öncesine götüreyim.
Belediye Meclisi; tepegöz ile bir harita veya kroki yansıtılıyor ekrana. Biz de gazeteci olarak izliyoruz. O yıllarda şehir bu kadar gelişmemiş, siyaset daha yerel yapılıyor.
Yansıtılan görüntü için oylamaya geçilecekken, şimdi ismini ve kim olduğunu hatırlamadığım bir üye “kimmiş” diye sormuştu..
Birincisi kendisine toplantıdan en az bir hafta önce verilen bülten veya gündeme göre bunun kim olduğunu, ne olduğunu gayet detaylı bir şekilde öğrenebilirdi ki; öğrenmemiş. Yani dersine çalışmadan gelmiş üstelik de “kimmiş” diye utanmadan soruyor..
Sen adamına göre mi oy vereceksin görselin durumuna göre mi ?
Belediye Başkanı, İl Genel meclisi Üyesi, Belediye Meclisi Üyesi, İl Başkanı, İlçe Başkanı, Kent Konseyi; sokaklarında yaşadığı şehir halkının konforunu artırmak ve gelecek kaygılarını azaltmak üzerine çalışmalıdır.
Bugün gelinen durum ne yazık ki; siyasetçiler kendine istikbal arama derdine düşmüş. Halkı düşünen, onların konforunu artırmak üzerine çaba sarf eden siyasetçi mazide kaldı azizim; her koyun kendi bacağından asılır..
Kendine iyilik etmek istiyorsan zamanın ruhunu kaybetme..
Yazıya nokta koymuştum ama Muhtarlara değinmeden geçmeyeceğim.
Muhtarlık müessesi gelir kapısı oldu. Muhtar asgari ücret alıyor, Saraya gidiyor, silaha alıyor; milletvekillerini, Valiyi, Belediye Başkanını ziyaret ediyor. Baya forslu bir meslek (!) haline geldi. Bu nedenle de herkesin gözü muhtarlık koltuğunda.
Eskiden hiç olmazsa ikamet belgesi falan düzenlerdi muhtarlar, şimdi ne yapıyor vallahi bilmiyorum. İnşallah mahallesine, sokağına sahip çıkıyordur da faydasını görüyoruzdur diyelim ve bugünlük yazımıza nokta koyalım.