29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, Çanakkale'den sonra en uzun yaşadığım Berlin'de kutluyorum.
1990- 2000 Yılları arasında, Berlin'de o dönemde görevli Çanakkaleli 2 Öğretmen arkadaşım Sn. Bahadır Erenoğlu ( ÇÖMÜ Rektörümüzün babası ), Sn. Bilal Koyuncu ( Emekli Milli Eğitim Müfettişi ) ve Berlin Türk Derneklerinden arkadaşlarım ile birlikte, Milli Şuuru diri tutmak için, başta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs gibi Bayramlarımızı büyük bir coşku ile organize eder 10 binlerce gurbetçimiz ile her yıl kutlardık. Hep içimizde bir gün memleketimize dönüp, çok daha güzel etkinlikleri ülkemizde yapmayı hayal eder, Atatürk'ün gösterdiği yolda Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milletine hizmet etmeyi planlardık.
Daha sonra tüm bu hayallerimizi gerçekleştirmek için ülkemize döndük, fakat hiçbir hayalimiz maalesef istediğimiz gibi gerçek olmadı.
Çünkü Türk Milleti " Oncu, Buncu " diye bölünmüştü, neye teşebbüs etsek mutlaka bir grubun muhalefeti ile karşılaşıyor ve tüm çabalarımız boşa çıkartılıyor hevesimiz kırılıyordu.
Sevdalısı olduğum Ülkeme ve Milletime hizmet etmek için, Siyasete girdim İl Başkanlığı yaptım / Milletvekili adayı oldum, Ticari ve Turizm meslek kuruluşlarının yönetim kurullarında görev aldım, Çanakkale Turizm Tanıtma Derneğimizin 2 dönemdir Başkanlığını yapıyorum.
Ülkeme var gücümle hizmet etmeye çalıştım, fakat hiçbir zaman Berlin’deki şevkimizi, bütünlüğümüzü ve başarımızı yakalayamadık.
Maalesef Türkiye'de çark hantallaşmış, bir türlü harekete geçmiyordu. Çok yorulduk! Tabii ki vazgeçmek yok, Ülke bizim, Millet bizim.
Türk Milleti artık laf ile değil de samimiyetle, gerekirse fedakârlık yaparak çarkın iteleyici gücü olmalı.
Bölünmüşlüğü tarihe gömmeli, ortak aklı kullanmalı, ipi kimin elinde olduğu belli olmayanların aklı ile hareket etmeyi ve onlardan medet ummayı bırakmalı.
En önemlisi gençlerine sahip çıkmalı, eğitimini dünya ile entegre edip, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün tarif ettiği çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmalı.
Hiç şüpheniz olmasın ki, kendi Milli çıkarını koruyamayan ve geliştiremeyen milletler başkalarının boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.
Biz, sayılarının hiç de az olmadığını bildiğim, siz değerli arkadaşlarım ile;
"Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içeriz.
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun."
Demeye, atamızın bize emaneti
Türkiye Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmaya var gücümüzle devam edeceğiz.
Türkiye'de veya dünyanın dört bir tarafında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti sevdalıları, bütünlük içinde Milli değerlerimize sahip çıkalım, yüceltelim. Türkiye Cumhuriyeti varsa bizde varız, yoksa bizde yokuz.
Artık, Atatürk ve arkadaşlarının yaptıkları ile sadece övünmeyi bırakıp, Atatürk nitelik ve kabiliyetine bürünerek, onların bıraktığı emanete sahip çıkarak, yüceltme zamanı.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE