Hangi tarihte yaşadığı, hatta gerçekten yaşayıp yaşamadığı bile tam bilinmese de Zerdüşt, milyonlarca insana hitap eden felsefesiyle Ortadoğu hakları gözünde önemli bilgelerden biridir. Zerdüşt bazılarınca peygamber olarak değerlendirilse de duruşu filozofa daha yakındır. M.Ö. 10. ila 6. yüzyıl arasında bir tarihte yaşadığı tahmin edilmektedir. Zerdüşt ve Zerdüştlüğe ilişkin belgelerden, onun Kuzeybatı İran’da yaşadığı sanılıyor. Kuzeybatı İran’ın taşıdığı neolitik kültür Zerdüşt felsefesinin şekillenmesinde önemli bir role sahip olmuştur. Sümer kent devriminin de bölgeye etkilerinin olması her iki etkinin sentezine dayalı bir gelişmeyi doğurmuştur. Dönemin temel aryan tanrıçaları olan İndra, Mitra ve Varuna’dan “Ahura Mazda” adında bir tanrıya geçiş yapılmıştır. Bu anlamda İran, Medya ve Anadolu tek tanrıcılığına doğru bir aşama anlamına gelen Zerdüşt inancının çıkışında, köleci uygarlığa karşı dinamiklerin bölgede yoğun yaşanan neolitik kültürden alınması yatmaktadır.
Bu kültür şekillenmesi Zerdüşt’ün tarım ekonomisine son derece bağlı olması, emeği, üretimi, helal kazancı esas alması, yeşile kutsallık atfetmesi ve hayvanları korumayı esas almasına yansımıştır. Neolitik kültürün Zerdüşt felsefesine yansıyan en derin etkileri kadına yaklaşımında kendisini göstermiştir. Köleci sistemde Marduk’la birlikte giderek toplumsal statüsündeki düşüşü derinleşen kadına, Zerdüşt tarafından üstün değer biçilmiş.
Roma merkezlerine kadar etkisini gösteren Zerdüşt antikçağ köleci toplumdan klasik kölecilik çağının başlamasında belirleyici güç kaynaklarından biri olmuştur. Tarih boyunca tek tanrılı dinlerin, özellikle İsa’nın çıkışında rol oynaması nedeniyle etkilerini korumuştur. Yine Zerdüşt’ün zıtların birliği ve karşıtlığına dayanan düşünce sisteminin tarihe en büyük katkısı felsefeyi düşünenin gelişimine kaynaklık etmekle olmuştur. Zerdüşt felsefesinin etkileri Sokrates ile yoğunlaşmış, “doğru düşünme, doğru söz, doğru eylem” ilkesi, “doğru düşün, mükemmel yap, güzel ol” ilkesine dönüşerek Sokrates ahlakının özünü oluşturmuştur.
Zerdüşt`ün bir karakter olarak tanımlanması ilk kez Xantus’un ve Plato’nun yapıtlarında karşımıza çıkıyor ve daha o zamanlar bile kendisinden “eski bir paygamber” olarak söz edilmektedir. Adının anlamından tutun da gerçekten yaşamış bir insan mı, yoksa çeşitli yazarların yazdıklarının sonradan toplanmasına verilmiş bir ad mı olduğu bile kesin değildir. Kesin olarak bilinen noktalar bu adda birinin Avesta dilinde çeşitli eserler verdiği ve bu eserlerin zaman içinde felsefenin konusundan çıkarak din haline dönüşmüş olmasıdır.
Zerdüşt ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramlara dayanır. Heraklitos “sonsuz hareket” kuramında Zerdüşt’ün karşıtlar mücadelesi çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt’ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder.
Zerdüşt’ün felsefi inancının dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Bu tespitler kuşkusuz yerindedir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur. Mezopotamya’nın elverişli topraklarını da düşünecek olursak, Ortadoğu halklarının yaşamında doğa koşulları ve tarımın dini inançlarını dahi şekillendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 09 Aralık 2022 - 08:38
Zerdüşt
Hangi tarihte yaşadığı, hatta gerçekten yaşayıp yaşamadığı bile tam bilinmese de Zerdüşt, milyonlarca insana hitap eden felsefesiyle Ortadoğu hakları gözünde önemli bilgelerden biridir
YAZARLAR
09 Aralık 2022 - 08:38
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir